Doç. Dr. Tunç Özdemir, sünnet mevsiminin başlamasıyla birlikte anne babalara önemli uyarılarda bulundu. Sünnetin bir cerrahi işlem olduğunu ve hassasiyetle ele alınması gerektiğini vurgulayan Özdemir, sünnet yöntemleri, anestezi seçimi, komplikasyonlar ve en uygun yaş gibi konularda detaylı bilgiler verdi.
İhlas Haber Ajansı'nın haberine göre; Acıbadem Kent Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tunç Özdemir, erkek çocuk sahibi çiftlerin “ilk mürüvvet” olarak kabul ettiği sünnetin bir cerrahi müdahale, bir ameliyat olduğunu hatırlattı. Bugün orta yaş ve üzerindeki pek çok erkeğin hekim dışı kişilerce yapılmış sünnetler yüzünden travmaları, kötü hatıraları olduğunu belirten Doç. Dr. Özdemir, elverişsiz şartlarda doğru şekilde yapılmayan sünnetin olumsuz sonuçlarına dikkat çekti.
Her Zaman Klasik Yöntem Tercih Edilmelidir
Sünnet işleminde temel amacın penis ucunu kapatan sünnet derisinin cerrahi olarak çıkarılması olduğunu ifade eden Özdemir, “Sünnette uygulanan birkaç yöntem vardır. Ama her zaman klasik yöntem tercih edilmelidir.” diyerek lazerle sünnet işlemi konusunda şunları söyledi:
“Lazer teknolojisi günümüzde sadece göz cerrahisinde ve endoürolojik cerrahide uygulanan bir teknolojidir. Sünnette lazer uygulaması diye bir şey yoktur. Lazer olarak bahsedilen uygulama, lehimde kullanılan “havya” benzeri bir alet ile peniste yanma-dağlama meydana getirme yoluyla yapılan uygulamadır. Bu yanık, tüm penisin yanması ve penisin kısmi veya tümüyle kaybı ile sonuçlanabilir. O yüzden, bilimsel olarak kullanılması çok sakıncalıdır.”
Sünnet İçin En Uygun Yaş Nedir?
Öte yandan Doç. Dr. Özdemir, cinsel kimliğin geliştiği ve bilincin henüz gelişmeye başladığı dönem olan 2,5 ila 5 yaş arasında sünneti önermediklerini söyledi. Bu dönemde geçirilen operasyonun çocukta travmaya neden olabileceğini, psikolojik gelişimin olumsuz etkilenebileceğini kaydeden Özdemir, “Sünnet için en uygun dönem yeni doğan dönemidir” dedi.
Yeni doğan döneminde sünnet yaptıran anne babaların sayısının yıllar itibariyle arttığını, ancak pek çok ebeveynin ise sünnet için okul çağını tercih ettiğine dikkat çeken Doç. Dr. Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her öğretim yılının kapanmasının ardından sünnet mevsimi başlar. Yine bir öğretim yılının sonuna yaklaşırken anne babaları sünneti kime, nerede, hangi şartlar altında yaptırmaları gerektiği konusunda uyarmak, o çocuğun gelecek yaşamı açısından çok önemlidir. Sünnet işleminde anestezi konusunda çok çeşitli söylemler olsa da, bilimsel olarak, özellikle çocuğun psikolojisi de göz önüne alındığında, en uygun sünnet yönteminin anestezi altında sünnet olduğu konusunda fikir birliği vardır. Lokal anestezi ile sünnet sadece yeni doğan döneminde, yani yaşamın ilk 30 gününde mümkün olmaktadır. Çocuk cerrahları olarak bu dönemden sonra tüm yaşlarda sünnet için genel anesteziyi öneriyoruz.”
Düzeltilemeyecek Sorunlar
Doç. Dr. Özdemir dünyada en çok yapılan cerrahi müdahale olarak kabul edilen sünnetin komplikasyon oranının yüzde 0,2- 5 arasında değiştiğine dikkat çekti. Yetkisiz kişilerce uygun olmayan sağlık şartlarında yapılan sünnetlerden sonra komplikasyonların daha çok ortaya çıkabileceğini kaydeden Özdemir, “Sünnet komplikasyonları iki başlık altında toplanabilir. Majör komplikasyonlar; penis gangreni, penis kopması, penis başı yaralanmaları, şiddetli kanama, peniste şekil bozukluğu, eğriliktir. Minör komplikasyonlar ise; kanama, enfeksiyon, idrar deliğinin daralması olarak sıralanabilir. Ehil ellerde ve steril şartlarda, doğru cerrahi teknikle yapılmayan sünnet sonucunda çocuğun hayatını etkileyecek derecede büyük sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunların bir kısmı, düzeltilebilir sorunlar iken, bir kısmı düzeltilemez. O nedenle hekimin yapmadığı sünnet uygulamalarından kaçınılmalıdır.”
Kaynak: Haber Merkezi/İzmir Olay